22 Nisan 2025 Salı

Büyümek

 

    Geçen gün yakın bir kız arkadaşımla buluştuk… O kadar uzun zamandır görüşemiyorduk ki, aynı şehirde olmamıza rağmen bunun mümkün olamayışı bazen beni de şaşırtıyor. Buluşacağımız kafeye erken gitmiştim ve arkadaşım her zamanki gibi  oradaydı. Onu görür görmez kocaman sarıldım. Ergenliğimizdeki gibi kıkırdamaları da ihmal etmedik 😊Kız neşesi diyor ya Buket Uzuner, aynen öyle!

   Oturur oturmaz garson geldi, siparişlerimizi söyledik ve “ Lütfen bir süre bu masaya uğramayın. Bir isteğimiz olursa biz sesleniriz.” Dedik, bölünsün istemiyorduk. Yeniden bir arada olmanın heyecanı geçince fark ettim arkadaşımın zayıfladığını. O canlı bakan gözler hala aynıydı, hep öyle bakardı arkadaşım; ama koyu halkalar yeniydi. “Canım benim bende durumlar stabil. Seni merak ediyorum. Sen nasılsın?” dedim.

   Ve arkadaşım başladı anlatmaya… Evliliğe doğru giden ilişkisinden ayrılmıştı ve henüz bunu kimseyle detaylı konuşmamıştı. Başlarda tutuk  olan konuşması, süre ilerledikçe açıldı açıldı ve ben de onunla birlikte kızdım, üzüldüm, ne diyeceğimi bilemedim… Bir ara şöyle dedi arkadaşım: “ Neyi fark ettim biliyor musun? Üniversitedeki ilişkimde de aynı şey oldu. Başlarda her şey çok güzeldi. Harika bir adam olduğunu düşünürken zaman içerisinde onun beni kontrol etmeye çalıştığını, dengesiz tavırlarıyla beni kaygılı birine dönüştürdüğünü fark edemedim. Başlarda kendimi sevmeme neden olan adam, sonrasında kendime kızgınlık sebebim haline geldi. Belki ben de sorunluyum, belki benim de onarmam gereken kısımlar var ve ben bunları onarmadıkça bu tür adamları hayatıma çekmeye devam edeceğim.” Dedi. Bu cümlesi bana öyle tanıdık geldi ki… Sahi sorun neydi?

     Konuştuk, ağladık ve  açıldıkça gülmeyi de başardık…Masadan kalktığımızda üzerimizdeki yüklerin büyük bir kısmını da orada bıraktık. Ayrılacağımız yere kadar konuşa konuşa yürürken umudun o inceden ruha sızan, sarıp sarmalayan tadını aldım. İyi olacaktı arkadaşım, bunu biliyordum. Arkadaşıma da söyledim bunu ve ne zaman buluşacağımızı bilemesem de “Kalbim, iyi niyetli dualarım seninle..” dedim.

   Arabayla gelmediğime sevindim, çünkü yürümek istiyordum. Yürürken düşünmek…. Sahne ışıklarının altında gibi hissiyatlarla başlayan bir ilişkinin bekleme odasında kilitli kalma hikayesiydi bu… Kişiler değişse de hikayeyi biliyoruz aslında. Ve   klik anları vardır ya hani, insan bir aydınlanma yaşar, birdenbire bulmacanın tamamının ipucunu veren o zor kelimeyi hatırlar… “ Büyümek dediğimiz, bunu daha önce gördüm ve artık nasıl biteceğini biliyorum anlarıyla dolu…” demiş biri. Büyüyoruz ve bazen büyümenin tadı çok tanıdık…


Sara Barailles- She Used To Be Mine

6 yorum:

  1. Edip Cansever'in şiiri aklıma gelir bu buluşmalarda.
    O masada neler neler konuşulur...
    Her zaman da söylerim bu şiiri. :)

    ''...
    Adam masaya
    Aklında olup bitenleri koydu
    Ne yapmak istiyordu hayatta
    İşte onu koydu
    Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
    Adam masaya onları da koydu
    ...
    Masa da masaymış ha
    Bana mısın demedi bu kadar yüke
    Bir iki sallandı durdu
    Adam ha babam koyuyordu.''

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu şiiri ben de çok seviyorum Yağmur :) Ne de güzel uydu duruma gerçekten 💕🌸

      Sil
  2. türk erkekleri okumuşu da cahili de aynı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahaha Deep ya, çok güldüm :))

      Sil
  3. Altını çizerek, okurken hissettiğim ve içimdeki benlerden birinin bana söyletmek istediği cümleyi kuruyorum: Harika bir yazıydı tamam, ama bir film gibi aktı olan biten, iki aklı başında karakter tek bir sahnede, karşılıklı koltuklarda oturuyorlar ve izleyici de sanki sinema salonun bir köşesindeki koltuktan perdede olan bitenleri izliyor; mimikleri, sözleri satır satır duyuyor, yer yer tebessüm ediyor, olan biteni daha olgun ve tecrübeliymişcesine gülümseyerek izliyor, yorumluyor:))

    Ve sevgili Yağmur, o şiiri sevmeyenin kafasına taş yağdırırım ben:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Buraneros, biliyor musun bazen ben de aynen bir film sahnesi gibi dışardan izlediğimi fark ediyorum böylesi anları... Hatta belki o nedenle fonda da güzel bir müzik varsa değmeyin keyfime gibi bir durum oluyor :) Çok teşekkürler bu değerli yorumun için.

      Sil